Söyleyecek hiçbir şey kalmamış gibi hissediyorum. Uyuştursun diye her fırsatta yazmaya çalışıyorum içimi dökmek için. Giderek ağırlaşıyorum. Burcu müsait olsa çağrıları hep ona aktarırım. Atarım kendimi dışarıya. Ama mecburum bu odaya, bu eve, bu semte, lanet olsun ki mecburum bu şehre... En çokta sana mecburum elbette.
Gece uyanıp nefesini duymadığım şu zamanı yaşamak ne zormuş. Allahımdan sabır diliyorum. Sana dokunamamak... Ah... Ben bir şeylerle uğraşırken sen hep yanımda olurdun. Özleyip sarılırdın bana. Yan yanayken... Sıkı sıkı... Uzun uzun... Ben seni yanımdayken çok özlediğimde hiçbir şey yapamazsam ayaklarına dokunurdum... Allahım şahit. Sensiz olmak çok zor. Sana sarılmaya öyle muhtacım ki şu ara...
Annem sürekli beni kontrol ediyor. Günde kaç kez çaktırmadan iyi misin diye soruyor bilmiyorum. Bugün bana sırf kendimi iyi hissedeyim diye "Ergin yalnızlıktan çatlıyordum. Gölgen yeter. Evde olduğun için çok mutluyum." dedi. Odamda bunu söylemese iyi olurdu. Kaçar odama sığınırdım çünkü. Odamda söylediği için ben da kalkıp yerimden gittim tuvalete sığındım. Hıçkıra hıçkıra Allahıma yalvara yaşvara şu acımı dindirsin diye haykırdım. "Ama ben mutlu değilim anne!" diye çıkaramadığım sesle tekrarlaya tekrarlaya...
Gözleme yapmış bugün. Hani sen bazı sabahlar bize yapardın ya! Ya da bana kolaylık olsun diye Gölcük'e giderken hazırlardın bir kaç tane... Yiyemedim.
Neyse iyi değilim ben. Bu burada dursun... Galiba ben daha fazla dayanamayacağım.
Comentarios