Herkes beni çok yoruyor Pusulam. Tahammülüm kalmadı hiçbir şeye…
Uykum gelsin diye üşümek için balkona çıktım. Telefonumda Gölcük ve İzmit’in hava durumu açık. Alarmın saat 22:00 ye… Senin benden vazgeçmen benim bunları yaşatmayacağım anlamına gelmiyor. Sen anlamazsın şimdi bunu ama ben seni çok seviyorum. Uyumadan önce bir şeyler yazmak istedim. Yoksa yaşamak bir kabus. Her yerde sensiz olmak… anlamazsın ki sana nasıl anlatayım. Gerçi Pusulam’a yazıyorum. O bilir sevdayı. O beni anlar… Velhasıl burası soğuk, orası daha soğuk.
Bu arada senin İstanbul’a geldiğin gibi söylentiler de var. Sana seni arkadan vuranı söyleyememek ne acı… Sosyal medyada hiç arkadaşımız yokmuş Pusulam. Bunu zaten biliyorduk da…
Balkondayım. Üşüyorum. Sensizim. Balkonda mıyım Pessoa’nın Huzursuzluğunda mı bilmiyorum. Yoksa Sartre’nin bulantısında mı? Hiçbir şeyi olduğu gibi hissedemiyorum.
Gözlerim lav püskürten bir yanardağın içi gibi. Har gibi yanıyorum. En kısa sürede tükenip küle dönmek ümidim. Sorunum her ne ise tek ilacım sensin Pusulam.
Gülümsemen… ya da yanımda öylece oturman…
Bir şarkı atıyorum aşağıya. Bu şarkıda ben 2017 Kaş’ına giderim. Arabayla yolculukta dinlemek için keşfetmişim. Sakin bir yol şarkısı olurmuş. Bir de senin içinde olduğun yuvanın tarifi… Paylaşmak istedim. Hiç dinleyecek olsan da…
Uykusuzluğum ciddi bir sorun haline gelir mi hiçbir öngörüm yok. Aslında yatsam şimdi 421 sene uyurum gibi geliyor. Uyuyup uyanıcaz ama kavuşma günü gelmeyecek hiç. Neden uyuyayım ki? Kahveler, çaylar, şu içtiğim biralar… Votkaya tövbe ettim. Zihnen de pek müsait değilim uyumaya. Tuğba diyor ilaç. Kes sesini be kadın diyorum. Tahammülüm yok hiçbir şeye. Sensiz hep böyleydi geceler. Bok gibi… Şimdi hiç şansım yok kaçta yatarsam yatayım sabahın 5’lerinde uyanıyorum. Martılar başlıyor önce ötmeye. Sonra da kargalar. Görsen ne biçim bir savaş var burada. Odamdan dışarı bakıyorum. 21 Nisanda ilk kez sana sarılıp uyuduğum bu odada. Maltepe sabah hep kapkaranlık oluyor. Kafka böcek olup gelse beni anlardı.
Yeni Türkü çalıyor arkada. Şarkıda diyor ki “Neydi bir arada tutan şey ikimizi?”
Sahi Pusulam ben biliyorum cevabı, sen unuttun gittin. Hatırlasana neydi?
En mutsuz hissettiğim anda senin bu evde salonda zeybek oynamanı getirecektim aklıma. Bugün yazını okudum. Çok mutsuz hissettim. Zeybek oynadığın geldi aklıma. Bir sigara yakıp ağladım.
Hadi yazı bitsin burada.
Yeni gün oldu Pusulam. Kavuşma günümüz yok artık. Yeni gün daha huzurlu ol. Kalbin ritmini bulsun. İyi olsun her şeyin.
Seni çok seviyorum. (18 Aralıkta doğurduğum kadından nefret ediyorum.)
Bu da şarkısı olsun.
Comentarios