Bir varmış, çok daha fazlası yokmuş. Evvel zaman içinde anlaşılmış ki zaman öyle zannedildiği gibi ilaç falan değil, bu deyime inanan bazı insanlar için placebo etkisiymiş. Develer tellallıktan, pireler ise berberlikten kazandıklarını iddia kuponlarına gömer iken, ben anamın ve bilimum sülale büyüklerimin beşiklerine işer iken, az, uz, dere, tepe, dağ, bayır ama nasıl olduysa düz gittim. Gittim gitmesine de sevgili okur, bir de arkama baktım ne göreyim; meğer bir arpa boyu yol gitmemişim iyi mi? Neyse efendim, söz meclisten dışarı, rock, metal, martaval, alın size duyulmadık bir masal.
Asırlar önce buradan çok uzak yerlerde kurulmuş, dört mevsimin kendi zorluklarıyla insanlara musallat olduğu Tanzanya ülkesinde Zanzibar diye bir şehir varmış. Bu şehirde tek hayali, birlikte büyüdüğü ve evin beyini işten eve, evden de işe götürmek olan şoför Beşir E. ile kır düğünü yaparak evlenmek olan Cemile diye bir kız yaşarmış. Cemile ve ailesi, Zanzibar’ın Çorum ilçesinin Yukarı Kaşarlar köyünde köy ağası olan Adnan Z’nin çiftliğinde yanaşma olarak yaşarmış. Cemile çiftlik evinin önündeki bahçede, arasına sürdüğü salça eşliğinde ekmeğini gömerken yine Beşir E. ile evleneceği kır düğününü hayal etmeye başlamış. Tam o sırada bahçeden içeri, köyde adı Melih Bey Takımının Kaptanı ve oyun kurucusu olan Firdevs Y. girmiş.
Firdevs Y. bir yandan Melih Bey Takımının lideri, diğer yandan da köy ağası Adnan Bey Hazretlerinin kaynanası imiş. Eve gelir gelmez soluğu mutfakta alan Firdevs Y, Cemile’nin annesi Şaheste hanımı karşısına oturup başlamış anlatmaya.
“Ah Şaheste, ben kızım Peyker’i Konektikıt instütüi of dı arts veliyığn bizınıs sıkuul of enimeyşın’larda gelip zibidi Nihat ile evlensin diye okutmadım.” diyerek dalmış muhabbete. Cemile, Kaynana Firdevs’in annesi Şaheste’ye sürekli övünüp, böbürlenerek hayatını anlatmasından hiç haz etmezmiş. Cemile, kaynana bozuntusunun Şahesteye, Adnan beylerin mutfak, yemek, garaj, idari işler, insan kaynakları gibi hizmetlerini ailece karşılayan, yeteneksiz kız çocuğuna sahip annesini ezmek için bile isteye anlattığını düşünürmüş. Neymiş efendim Kızı Bihter’in namı, Adnan bey çiftliğini aşmış, Zanzibarı’ın en kaşar kadınıymış. Şaheste hanım “Maşallah Firdevs hanım, nazar etmeyelim, tövbe estağfurullah. Aman gözümüz yok.” derken biraz üzülüyor, biraz da imreniyor imiş. Böyle zamanlarda Şaheste annenin önce omuzları düşüyor, gözleri tezgaha devriliyor, sırtında kamburu daha da belli oluyormuş. Firdevs hanımın kendi çocuklarını anlatırken yarattığı algı Şaheste’nin gözünde iyiden iyiye dünyanın en güzide ailesi sıralamasında Hilton’lardan sonra Melih Bey Takımı geliyor zannetmesine sebep oluyormuş. Her öğlen o ballı sütü neresine içiyorsa mutfağa uğrayıp “Şahesteciğim ballı süt içme saatim geldi. Göğüslerimin sarkmasını engellemek için hergün bu saatlerde içiyorum biliyorsun. Kendi kendime sütüm en ballısından hazırlanana kadar, mutfak takımının aşağılık, görmemiş, pislik, fakir insanlarıyla takılayım istedim.” diyerek günlük genişletilmiş ego pompalamasını kendi sınıfından olmayan ama hemcinsi olan Cemile’nin annesi Şaheste’yi ezmenin vakur gururunu yaşıyormuş. Firdevs Y. aslında Tanzanya ülkesinin tipik insan modelini çiziyormuş ama Cemile henüz bunun farkında değilmiş.
. Tanzanya’da bir insanın kendisiyle övünmesi, kendisiyle gurur duyması için emek ve çaba sarfettiği bir hususta başarılı olmasına gerek yokmuş. Ezebileceği birinin olması yeterliymiş. Tanzanya’da başarılı olmak için bir vajina, bir penis, çatalı gösterecek büyülükte meme ve bu memeyi sosyal medya hesabına atmak için yüksek çözünürlükte bir telefon sahibi olmak, babadan-dededen kalanlarla kabarık bir cüzdan sahibi olmak ya da bir ırka mensup olmak başarılı sayılmak ve böbürlenmek için tek başlarına yeterli olabilirmiş.
Tanzanya tanrıları tarafından her canlıya basit bir seviyede yüklenen üreme yeteneği de garip bir şekilde Tanzanya kadını için gurur kaynağı olmaktaymış. Her hayvanın, böceğin, çiçeğin sahip olduğu üreme, çoğalma ve adeta sıçarcasına doğurma, kadınlık için gurur kaynağıymış. Tanzanya ülkesinde kadın ve erkek eşit haklara sahipmiş. Buna rağmen vajinal takımlarının başına bir aksilik gelmeden dünyaya bebek getiren Firdevs Y. gibi kadınlar, doğurduğu andan itibaren kendilerini evrenin en kutsal varlığı zanneder, “Anayım ben ana!” edebiyatı ile doğurganlık özelliğinin dünyanın en önemli özelliği olarak görürlermiş. Haklı çıkmayı, öncelik sahibi olmayı, bir anne olarak cümleye girerek konu ne olursa olsun bilirkişiliklerini anne olmalarına bağlıyorlarmış. Döllenmeyi başaran o rahmin sahibine karşı herkes haddini bilmeliymiş… Çünkü rahim bu dünyada bir tek onlarda var da; sanki enikleyen kedide, köpekte, tay doğuran atlarda falan yokmuş!
Dünyaya geldiği andan itibaren andropoza girene kadar eliyle sikini sıvazlamak dışında istikrar sergileyemeyen Tanzanya erkeklerine gelecek olursak; Bunlar çüklerinden aldıkları kuvvetle kadınları bir üreme organı olarak gördükleri için sadece ırklarıyla övünürlermiş. Haklılardır. Çünkü kimse otuzbir çekebildiği için övünmez. Tanzanya'da 10-14 yaş aralığındaki erkek çocuklarda pipinin kalkabilen ve bir yerlere sürtünce tükürüp kendiliğinden tekrar küçülen bir şey olduğunun keşfedilmesi ile övünç ve gurur kaynağı olarak gelişen "sik" kavramı, tıpkı Tanzanya'da annelik gibi en kolay elde edilen başarılardan biriymiş. Tanzanyada doğan bir bebek, doğal olarak Tanzanya, Kürtzanya, Lazanya gibi üç ırktan birinin kucağına düşermiş. Kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğu bu dünya devi olduğunu zanneden ülkede kadının hangi ırktan olduğunun önemi yokmuş. Bebek, ana rahmine düşen spermden oluştuğu için otomatikman çük sahibinin ırkından zannedilirmiş. Yetişkin bir Tanzanya erkeği kahvede pişpirik oynarken televizyonda Türklerin Aya gönderdiği uyduların görüntülerini izler, Türkiye'nin teknolojide ne kadar ileri bir ülke olduğu, sanayide ne kadar geliştiği haberlerde bas bas bağırırken Tanzanya erkeklerinin sigara kokan yüzlerinde ufacık mimik dahi oluşmazmış. “Tanzanyalı olmaktan, Kürtzanyalı olmaktan, Lazanyalı olmaktan daha önemli ne olabilir la siktiğimin dünyasında?” diye düşünürlermiş. Uzay ne, uydu ne? Gavurların başka işi gücü yoktur çünkü. “Türkler tutturmuş bilim, ilim, irfan… hayır uzaya roketler dolusu uydu fırlattın ne oldu amoğa goyum, ne geçti eline.” derlermiş Tanzanya köşelerinde bıyıkları sigaradan sararmış erkekler. O esnada ellerinde sadece iskambil kağıdı, sigara ya da kendi sikleri olurmuş. Daha neyle övünebilirmiş ki Tanzanya erkeği? Hem Tanzanyalı, hem de çükü var. Yetermiş onlara…
Firdevs Y Aşağı Kaşarlar Köyünün Ağası Adnan Bey ile evlenen kızı Bihter sayesinde Tanzanya kadın ve erkeklerinin böbürlenmesi gereken bir başka başarıya da kolayca ulaşmıştır. Para…
Çiftliğe gelen Magazin dergilerinin eskilerini biriktiren Cemile, akşamları uyumadan bu mecmualara konu olan Tanzanya sosyetesinin haberlerini okurmuş. Hatta okumakla kalmaz Tanzanyanın Türkler sayesinde sahip olduğu sosyal medya uygulamalarında da hesaplar açıp, o insanların hayatını takip ederek sosyete bireylerini takip edermiş. Takip ettiği kişilerin hangi gece hangi baloda cemiyet üyeleriyle bir araya geldiklerini, hangi kulüplere gittiklerini, hangi yemekleri yediklerini, çocuklarını hangi özel hastanede doğurduklarını, memelerini hangi bitkisel ürünle dikleştirip, götlerini hangi diyetle küçülttüklerini, hangi sımsıcak evlerde buluştuklarını, hangi sağlıklı gıdalarla fit kaldıklarını, hangi tekne ile Tanzanya sularına açılıp, hangi lüks arabalarla Tanzanya hükümetinin geçiş garantili yaptırdığı yollarda gezindiklerini, ailelerinin soyadıyla yürütülen işleri, hangi nüfuslu cemiyet ortamlarında fink atıp geleceklerini inşa ettiklerinden bağımsız gösterilen “Ben şansa inanmam. Başarıya giden üç yol var, çalışmak, çok çalışmak, daha da çok çalışmak.” gibi sözler sarf ettiği gönderilerinin arasında şahit olduğu zengin hayatların hayallerini kurarmış. Ne zaman bu hayalleri aşık olduğu şoför Beşir’e anlatsa Beşir’in tepkisiyle karşılaşırmış.
Şoför Beşir Cemileye öfkeli gözlerle bakıp “Cemile bırak şu Firdevs Y gibi zengin fenomen insanları takip etmeyi.” der sitem edermiş. Sitem dolu sözleri de hep “Ellerine, ayaklarına, saçlarına, göz kapaklarına ve götüme dönen ağızlarına bakım yapılırken yaşadıkları o hayata başarılarıyla ulaştıklarını iddia ediyorlar kızım uyansana. Onların evlerini sen siliyorsun, onlar misafirlerine ne kadar titiz yaşadıklarının havasını atıyorlar. Annen gece gündüz mutfakta, yemek servisinde yaşlanırken asgari ücret alıyor, Adnan bey hazretleri gibi insanlar annenin beş maaşını Fuat Paşa Yalısında yediği iki kişilik akşam yemeğine veriyor. Uyan Cemile uyan. Biz tts, fbs, gss, öss, ösyms, als, kpss derken sadece sınav geçmek için ömrümüzden 25 sene harcıyoruz. Ben daha dün twitterda #80BinÖğretmenAtamaBekliyor diye tweet attım kızım. Evin amcısı Behlül Bey var ya! yıllık 135 bin Tanzanya Lirasına özel üniversitelere kayıt olmuş 4 yıldır ikinci sınıfı bitiremiyor. Çünkü manken, model, oyuncu, entrikacı sevgilisi Elif hanıma binip inmekten okula gitmiyor. Allah aşkına bir şey soracağım Cemile; Evin küçük beyi Bülent Z ve küçük hanımı Nihal Z kaç yaşına geldiler, Matmazel Deniz hanıma bu evde neden maaş verildiğini sen anlıyor musun? Sussam gönül razı değil söylesem dokuz köyden kovarlar beni.” şeklinde olurmuş.
Cemile mutfağa girip ballı süt hazırlanana kadar Firdevs Y. hanıma bir bardak çay ikram etmiş. Çaydan bir yudum alan Firdevs Y “Gençliğimde bir çay demlerdim, o çayı içsen Şahesteciğim, bu çayı çiftliğin atlarına içirmezsin yemin ederim.” demiş. Şaheste hanım Cemile’ye laf gelmesin diye suyun kireç oranından, Aşağı Kaşarlar köyündeki nem oranında çayların ne kadar olumsuz etkilendiğinden bahsetmeye başlamış.
Firdevs Y hanım haklıymış sevgili okur. Cemile’nin az önce çaya kattığı bir avuç müshilin çayın tadını ne kadar değiştireceğini tahmin bile edemezsin.
Firdevs Y. karnına aniden giriveren sancı ile bir hışımla yerinden kalkıp osura osura, üst kattaki tuvalete gitmek için asansöre doğru fırlamış.
Cemile ise kendisini kör uykusundan uyandıran ve gözlerini açan şoför Beşir'e daha da aşıkmış artık. Annesi Şaheste ise, tuvalete yetişemeyen Firdevs Y'nin içine patır patır sıçtığı asansörü temizlemek için çamaşır suyu ve viledayı henüz eline almadan sosyal medya hesaplarını tek tek kapatmış bile...
Kommentare