top of page

Bir Şarkı Dinlersin Canın Yazmak İster


Şarkıyı dinlerken içimden cümleler geçti. Kendimi burada buldum.


Zamanı düşündüm. Hayatımın geç gelen mutluluğu olarak yüreğime kazıdığı aşkı bir kenara koyduğumda dünyanın ne kötü bir yer olduğunu düşündüm şarkı çalarken.

Nietzsche’nin “umut en büyük kötülüktür, insanın çektiği işkenceyi uzatır.” cümlesi geçti içimden.


Sonra Eiro Nareth'in parmakları, notaları gitarının klavyesinden ince ince ruhuma doğru gönderirken, her şeyin kötü gittiği ve hiçbir şeyi düzeltemediğim bir dönemde kaleme aldığım bir yazının içinde geçen cümle aydınlandı kafamda; "Çağ kötü, dünya kötü ve bunca kötülüğün içerisinde hiçbir şeyi düzeltemiyorum ben. Benim bir şeyleri umut etmeye hakkım yok. Delirmeye var ama umut etmeye yok..."


Aradan 3-4 sene kadar bir zaman geçmiş olmalı. Şarkının adı da Time... Çağ daha kötü. Dünya da öyle... Modern dünyaya inancımı tamamen yitirmiş durumdayım. Özellikle yaşadığım coğrafya insanı bu inancı yitirmem için en güçlü savım.


Baskıcı devlet yönetimleri, demokrasi yalanlarıyla kandırılan halklar, devlet ve parti yanlısı polisler ve askerler, radikal dincilerin kirlettiği dini inançlar, önlenemeyen savaşlar ve çatışmalar, ardı ardına patlayan ekonomik krizler, zorla ve planlı bir şekilde sürdürülmesi planlanan ve giderek yayılan cehalet, küresel ısınma ve afetler…


O yazıyı yazdığım tarihten emin olmasam da bugün olan biten şeylerin karanlığından eminim. Tek ışık görüyorum o da sevdiğim kadın. Işığım dışında değişen hiçbir şey yok.

Dünya kendi tarihine, insanların imza attığı dehşet dolu hikayelerle birlikte her geçen gün yenilerini ekliyor. Geçen 6 ay içinde savaştan kaçan masum insanların yüzlercesi Ege ve Akdeniz’de hayatlarını kaybetti. İnsanoğlunun utanç dolu bir ayıba imza attığına şahit oluyoruz her gün. Hayvana, doğaya, kadına, yaşlıya, hastaya acımazısca şiddet uygulanıyor. İstisnasız her gün...

Nefes alamıyorum artık. Adaletsizlik, acımasızlık, şiddet şaşırtmıyor bu çağda insanları. Uzun zamandır dehşet var bu coğrafyada ama gel gör ki; kafalar henüz modern dünyaya adapte olmadan modernist gelişim aygıtlarının ve bilimin planlı, sistematik, rasyonel bir şekilde bu dehşete yardım ve yataklık etmesi veya kayıtsız kalması daha yakın bir tarihe dayanıyor. Mesela düne...


Henüz küçük yaşta felsefe ile tanışan ve birinci dünya savaşında ülkesinden kaçmak zorunda kalan Alman sosyolog, yazar ve düşünür Adorno "Auschwitz deneyimi üzerine şiir yazmak barbarlıktır, çünkü sanat böylesi bir çileyi ve insanlık ayıbını daha üstün bir amaca hizmet edermişçesine gösterip yaşanan dehşetin dozunu azmış gibi gösterir." der

Hangi savaşın altında çözümlenecek, ortaya çıkarılacak sentezlenecek bir anlam var? Kimsenin kimseyle iyiliği yarıştıracağı bir mücadele yok. Bu coğrafya insanında, teknoloji ile birlikte gerçeklerden kaçmak diye bir şey var ama yüzleşmek yok. Çünkü bu coğrafyada sadece ve sadece birbirine tıpatıp benzeyen insanların kendilerini inandırdıkları oranda yine birbirlerine "ben herkesten farklıyım" diyerek meydan okuması var. Bu coğrafyada bizim insanımızın kazanabileceği bir tek savaş yok. Taraflar aynı ama herkes kötü. Bu dünya insanına kurtuluş yok.


Şarkı çalarken, içimden geçen bu cümleyi sona sakladım sevgili okur.

Herkes öyle çirkin ki, güzel şeylere o kadar ihtiyacım var ki bana sanki insanlığın yaşadığı en güzel gün kıyamet günü olacakmış gibi geliyor.


"Bir gün öleceğim sevgilim. Sana söz veriyorum ki; O gün geldiğinde hâlâ bana aşık olsan da olmasan da, son sözüm 'Ne kadar güzel bir gün' olacak." Çünkü bu dünyadan senin sevgini tatmış bir adam olarak gidiyorum. Seni çok seviyorum.
0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Ah Refika Ah

Murat Abi

Comments


Abone Ol ve İlk Fısıltıları Sen Duy

Sosyal Medyada Kayıp Fısıltılar
  • Grey YouTube Icon
  • Grey Twitter Icon
  • Gri Tumblr Simge
  • Grey Facebook Icon
Fikir, Görüş ve Önerileriniz İçin:

© 2023 By GSL Productions. Proudly created by Wix.com

bottom of page