top of page

Sen Öyle Zannet!

Dibi görünce, orada kaldığıyla kalıp, gidecek başka yeri olmayanların halini anladığım bir yazımı okudum dün gece. Başımdan geçenleri herkesin gözüne sokmak istemediğim için okutmamışım kimselere. Bir boka yaramayacağı için de anlatmamış, yazmışım zaten defterime... Dört sene geçmiş üzerinden. Yarın tam dördüncü senesi o yazının...


Olan bitenin sonunda yenilgi üzerine yenilgi yaşayınca insan, yaşamanın hakkını susmak değil, alelade bir ölüm verirmiş gibi gelmiş bana. O gün dünyamda yaşayan hiç kimse düştüğümü görmemiş, ölümüme engel olmaya çalışmış. Ayakta kalmak için çırpındığında elini uzatmayan herkeslerim, beni yaşamak istemeyen birine dönüştürdüklerini görmeden, bunu hiç ama hiç anlamadan, iğrenç dünyalarında kalmam için çırpınmaya başlamışlar. Onları anlatmışım.

Zannetmişler ki; onların dünyasında kalmak, yaşamış olmaktan sayılacak.


Yerini kendin bile bilmediğin sızıları kime, nasıl anlatırsın ki? Ne kolay başkalarını suçlamak.


Bir kardiyoloğa gidip "kalbim sııkışıyor" dersin. Bir nöroloğa "Devreleri yaktım hocam, bu nöronlar anamı ağlatıyor." dersin. Bir üroloğa gidip "cinsel organımdan kan geliyor doktor bey ve ben erkeğim. Bunun normal olduğunu sanmıyorum." dersin.

Ruhundaki yıkıntıları, kaybedişleri, bunalımları da psikoloğa anlatırsın mesela...

Ya kendine ne diyeceksin? Kendine ne anlatacaksın? Anlatsan ne cevap vereceksin ki kendine?


Kardiyolog diyecek ki "Kalbin sağlam, Psikiyatriye görün. Stresten uzak dur."

Nörolog diyecek ki "Nöronlar taş gibi. Stresten uzak dur." Ayağa kalkıp "Oldu amına koyim. Gel benim hayatımı yaşa da sen uzak dur stresten." diyemeyeceksin onlara. Çünkü ürolog diyecek ki "Taşşak kanserisin Kayıp. Patoloji sonucuna göre taşşakları alıp seni kadınım yapacağım."

Çünkü artık bileceksin ki; koyamayacaksın öyle hiçbir yere, hiçbir şeyi.


Edebiyatın ne kadar kötü olursa olsun, kendine yazacağın, yıllar sonra okuduğunda bile aynı duyguyu hissedeceğin, hiç unutmamak için seni sen yapan şeyin ne olduğunu, kendi hikayeni kendi cümlelerinle kazıyacaksın kağıtlara defterlere.

Burada paylaşmak işin şov kısmı. "Vay be, ne güzel yazmış piç." desinler diye!

Çünkü ister anla ister anlama; Yaşadığın ve durmadan yükü artan saçma bir hikâyeyi anlatamazsın başkasına. Ölüp, dirildiğin harfleri, kaburgalarının arasında çırpınan kalbinin duvarlarına yazdıklarını gösteremezsin kimselere. Cümle içinde kullandığın noktaların hiçbir şeyi sonlandırmadığını, hayatında olur olmaz yerde yer etmiş virgüllerin değiştirdiği anlamları izah edemezsin onlara.

Yaşamak kalmıştır elinde. Ve bir soru "Kim verecek ulan bı sızıların hakkını?"


Delirmemek, umutsuzluktan daha kötü bir şey.

En büyük ve an babayiğit uzaklaşma ölümdür bence. Ölüm dışında bütün gitmeler kaçtığını sanmaktır olan bitenden. Ve hayat senin sandığın gibi değildir hiç. Başka hikâyelerde aradığını bulacağını düşünüp giden herkes "De ja vu" diye bağırıp kendi hikayesine tosladı hep. Herkes çarptığı yerde kaçarken yakalanışını, tesadüfen olan bitene karıştığını, bir türlü sönmeyen ateşlerini buldu. Ve külleri... başkalarıyla kendisinin yangınından kalan külleri...


Yüzleşecek bir yüz bıraksın herkes kendisine. Bana aynam diyen insanların herkese ayna dediğini gördüm gözlerimle. Bu kadar birbirimize benzemeyelim. Bu kadar aynı yaşamayalım bu hayatı. Herkesin öznesi "ben" zaten. Hem daha önce kaybetmiş birine yenilmeyi anlatmak niye? Kaybetmiş birine bir kere daha kaybettirenlerden korkmayanların olmuş bu dünya. Canı cana ilaç gibi sardığın kaç zaman yaşadın. Canını canına ilaç gibi saran kaç sevda mesela?


4 Sene geçmiş üstünden. Neresinden yazarsam yazayım bu hikâyeyi anlatamazdım. Ben kendi ötenazimi istedim. Vermediler. Yaşa dediler. Yitirilmişliğe, yorgunluğa, efkâra, yirmi birinci yüzyılda insanın insana verdiği bu kadarcık değere alış ve yaşa.


Dün gece defterimden o sayfayı kopardım. Kendime yaptığım en büyük fahişelik olarak kayıtlara geçsin lütfen. Ama herkes öyle zannetsin ki; onların dünyasında kalmak, yaşamış olmaktan sayılacak.

Öğrenecek herkes elbet; bir gün ölüm kazanacak.


0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Ah Refika Ah

Murat Abi

Comments


Abone Ol ve İlk Fısıltıları Sen Duy

Sosyal Medyada Kayıp Fısıltılar
  • Grey YouTube Icon
  • Grey Twitter Icon
  • Gri Tumblr Simge
  • Grey Facebook Icon
Fikir, Görüş ve Önerileriniz İçin:

© 2023 By GSL Productions. Proudly created by Wix.com

bottom of page