"Hiçbir şeyi yapacak gücüm yokken bir bakıyorum o kadar çok şey yapmışım ki." yazmışım defterime. Bunu ne yaşamışım da yazmışım hiçbir fikrim yok. 07.10.2014 saat 02:00 de... Hatırlamıyorum... Belki bu iyi bir şeydir. Bilmiyorum.
Bazı günler sadece yaşanmalı. Bazı günlerin görevi bu olmalı. Başlamalı ve bitmeli. Bazı anları unutmak lükstür belki... Ne mutlu unutulması gereken şeyleri unutabilene...
Askerliğimi yaparken, bir gün daha geçmiş olsun diyerek erkenden uyurdum. Askerlik bitti. Yıllar sonra bir gün bir uyudum, 77 gün sonra uyandım. Uyuyunca unutmak güzel bir şey. Peki bizi derbeder eden şeyler neden unutulmaz?
Misal; ben neden İsa ve Tolga ile birlikte deli gibi eğlendiğimiz gece kulübünde çalan şarkının adını hatırlamıyorum ya da hayatım boyunca nadiren sarhoş olduğum o deli geceyi yaşadığım kulübün ismini? Mutlu anların da en detaylısından hatırda kalmak gibi bir özelliği olmalı aslında değil mi?
Geçen gün uyuduğumda ilk arabamı gördüm rüyamda. 34 V olan plakasının gerisini neden hatırlamıyorum?
Neden beş yaşımda arkadaşımın elini yaktığında bayılana kadar ağladığını unutmuyorum hiç?
Bazı anları unutmak kadar anımsamakta lüks bence... Mesela 23 yaşıma girdiğim gece “Benim eskiden babam gibi kocaman bir kalbim vardı.” yazmışım defterime. Bu cümleyi yazdıran acının her zerresini neden unutamıyorum hiç?
Comments